Pankreas kanseri, midenin arkasında bulunan ve besinleri sindirmeye yarayan enzimler üreten, vücuttaki insülini salgılayan pankreasın sağlıklı hücrelerinin anormalleşmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Hücrelerin anormal bir şekilde çoğalması kitle oluşumuna sebep olarak, vücudun başka bölümlerine de sirayet eder. Diğer organlarla yakın olan pankreasta oluşacak tümörlerde yayılım lenf kanalları aracılığı ile olur. Erkeklerin oldukça fazla etkilendiği bir hastalık olarak bilinir. Baş, boyun, gövde ve kuyruktan oluşan pankreasta hastalığın ilk başlangıcı, kuyruktan veya baştan olmaktadır. İlk olarak kuyruk bölümünden başlayan hastalıklarda, genellikle müdahale şansı olmadan yayılım göstermektedir. Kan damarlarına yakın olan kuyruk kısmında tümör oluşmuş olan hastaların ameliyat edilmesi risk oluşturur. Baştan başlayan tümörlü oluşumlar ise sarılıkla kendini göstereceğinden erken müdahale ile tedavi edilebilmektedir. Bu hastalıkta da diğerlerinde olduğu gibi, erken teşhisin önemi oldukça fazladır.

Organlarla çevrili olduğu için, erken dönemde fazla belirti göstermeyen hastalık, ilerlemiş dönemde tümörün yerleşim yerine göre belirtiler vermeye başlar. Karaciğerde gerçekleşen safra akışını tıkayan bir tümör oluşumu varsa, idrarda koyulaşma, sarılığı anımsatan deride sararma, dışkıda renk açılması, kaşıntı gibi belirtiler gösterir. Tümör büyüdükçe sırt ve karın bölgesinde ağrılara sebep olur. Midenin bağırsaklara açılan kanalında yerleştiyse, kusma ve mide bulantısı belirtilerini gösterir. Genellikle sol karın boşluğundan sırta yayılan bir ağrı söz konusu olur. Pankreas insülin salgılayan bir organ olduğu için, çalışması engellendiğinden, kan şekeri seviyelerin düşme bunun sonucunda da titreme, bayılma hissi ve baş dönmesi görülebilir.

Hastalığı çağrıştıran belirtilerin olması durumunda hastaneye giderek, doktorun muayenesi doğrultusunda ilk olarak radyasyon içermeyen, batın ultrasonografisi çekilir. Bu aşama hastalığın erken teşhisi açısından önem taşır. İleri tetkiklerin yapılmasına karar verilirse, pankreasın daha iyi incelenebilmesi için, bilgisayarlı tomografi (BT) yapılacaktır. Bu işlem radyasyon içerdiği için, doktorunuz manyetik rezonans görüntüleme (MRI) de isteyebilir. Bu tetkik yönteminde BT gibi karnın içerisindeki dokular manyetik dalgalar aracılığıyla incelenecektir. Hastalığın teşhis edildiğine inanılırsa biyopsi yöntemine başvurulmayacaktır. Çünkü yapılacak biyopsi sebebiyle, tümör hücreleri uyarılacağından yayılım gösterecektir. Ancak yapılacak ilaç tedavisine karar vermek ve tümörün cinsini öğrenebilmek için, bazı durumlarda yapılması gerekebilir.

Hastalığın bilinen 4 evresi bulunduğu için, yapılacak tedaviye hangi aşamada olduğuna göre karar verilecektir. Teşhis konulduktan sonra, hastalığın hangi evrede olduğu belirlenir. Hastalığa cerrahi müdahale yapılarak, tümörlü oluşumların temizlenmesine çalışılır. Daha sonra radyoterapi ve kemoterapi uygulanarak, metastaz yapması engellenmeye çalışılır. Bitkisel tedavilerde hastalığın iyileşmesine yardımcı olacaktır. Hastalığın erken evrelerindeki başarı şansı daha yüksektir. Hastalık tam olarak iyileşmese bile, tümörler küçültülerek etkileri azaltılabilir. Tedaviler yapılırken sağlıklı hücrelerin gördüğü hasarda kontrol altında tutulmalıdır. Hastanın kilosunu ve direncini koruyabilmesi için, beslenmesine önem verilmelidir.